“yemek
yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı”
Cemal Süreya
Yukarıdaki
iki dizeyi mutlaka bir yerden duymuşsunuzdur ya da internette görmüşsünüzdür.
Ben Cemal Süreya’ya sonuna kadar katılanlardanım. Güzel bir kahvaltıyla
başladığınız günün kötü geçmesi çok düşük bir ihtimal. Zihin açıklığı ve sağlık
konusuna hiç girmiyorum blog`umuzu sağlıklı yaşam blog`una çevirmeyelim diye :)
Bizim
için kahvaltıda çeşit önemli. Hepsini yiyemesek de gözümüz illa ki tatlısından
tuzlusuna bir sürü çeşit arıyor. Peki bu
yazımızda bahsedeceğimiz kahvaltısıyla bizi mutlu eden yer neresi? :)
Şaşıracaksınız belki ama -bizi şaşırtmıştı çünkü- Beykoz Koru Sosyal Tesisleri!
Sırada
araya kaynamak isteyip isim yazdırmadan girmeye çalışanlar oluyor. Pazar günü
giderseniz ve o sıraya girerseniz gözünüzü dört açın. :) Bu sebepten ufak bir
tartışma çıkmıştı gittiğimizde. Masalar boşaldıkça adınızı okuyup içeri
alıyorlar. Sırayı kaçırmayalım diye beklerken tartışmayı, insanları izlemeye
daldık ama sanırım 20 dakika civarı sıra bekledik. Adımız okunduğunda
“YEMEEEEK” diye içeri koşacakken hesabın girişte ödendiğini fark ettik. Hesabı
girişte ödüyorsunuz, fişinizi alıyorsunuz sonra “YEMEEEK” diye koşa koşa içeri
girebiliyorsunuz. Açık büfe kahvaltı kişi başı 25 Lira bu arada ve sadece pazar
günleri. Sizi kaç kişiyseniz ona göre bir masaya yönlendiriyorlar. Kalabalık
olduğu için ve şansımıza köşelerdeki iki kişilik masalar boşaldığı için biz
manzaraya karşı oturamadık pek :( Kıyıdan köşeden bakmaya çalıştık. Cam
kenarına oturup denize karşı kahvaltı yapanlara imrenerek baktık bir de.
İçerisini fotoğraflamak
biraz zor. İnsanlar haklı olarak fotoğraflarının çekilmesinden rahatsız
olabiliyorlar. O yüzden bu postumuzda görsel sayısı biraz az. Mazeretimizi
makul görüp bizi de bu seferlik mazur görürsen mesut oluruz canım ziyaretçi
<3 Üstte gördüğünüz gibi bir sıra oluyor tabaklarınızı doldururken ama
sürekli değil. Ayrıca horozlara ve flamingoya biz pek anlam veremedik. Estetik
de bulmadık açıkçası :) İçerisi örtüler ve çekmeceler dahil her şey beyaz
olduğu için göze çok hitap etmiyor açıkçası. Biraz düğün salonu havası var.
Düğün salonu demişken! Beykoz Koru Sosyal Tesisi düğün davetlerine,
toplantılara ve çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yapıyormuş. Belki de
ondandır bu beyaz renk yoğunluğu.
Beykoz
Koru Sosyal Tesisi, açık büfesindeki çeşitlerle kahvaltı için seçilebilecek bir
mekan. Tabi ki sadece Pazar günleri. Pazar günü olduğu için de bir hayli
kalabalık. Sıra beklemeyi göze alıyorsanız gidin bir görün derim. Ya da
erkenden gidin bekleyen değil beklenilen olun :) Biz kahvaltısından memnun
kaldık, darısı sizin başınıza! <3
Dipnot:
Biz sadece kahvaltısını denedik, genel menüsü konusunda bir fikrimiz yok henüz
ama Koru Steak ve Koru Kebabı’yla ünlüymüş. Denerseniz ve güzelse bize ulaşın
lütfen! :) Son olarak Beykoz’da iki tane sosyal tesis var. Biri Beykoz Sosyal
Tesisleri diğeri Beykoz Koru Sosyal Tesisleri. Biz koru içindekine gittik o
yüzden şimdilik diğerine kefil olamıyoruz. Diğerine de kefil olmak dileğiyle,
başka bir mekan ve başka bir postta görüşmek üzere! <3
Yazılarınızın devamının gelmesi dileğiyle :)
YanıtlaSil